Londra’da bir gün içinde gezilecek en iyi yerler yazımda daha çok Londra’nın 1.zonu olarak tabir edilen şehir merkezinde görmek isteyebileceğiniz yerler hakkında bilgiler vermiştim. Londra gezisi yapanlara faydalı olacağını düşündüğüm ikinci gün tavsiyelerimi bu yazımda sizlerle paylaşmak istiyorum.
Londra Gezisi Tavsiyeleri
Londra’da ilk gün Oxford Street, Piccadilly Circus, China Town, London Eye gibi yerleri görüp şehre biraz alışmış olmalısınız. Artık metro ya da otobüsle biraz daha uzak yerlere gidebilirsiniz.
Camden Town
Eminim Londra’ya gelmişken alışveriş yapmak isteyeceksinizdir. Hem çeşit olarak fazla hem de ucuz bir alışveriş yeri arıyorsanız Camden Town tam size göre.
Camden Town, sadece giyecek ya da hediyeli eşya alabileceğiniz bir yer değil aynı zamanda pek çok ülkenin mutfağından yemekler tadabileceğiniz ve çeşitli pub, club, kafe tarzı pek çok mekan bulabileceğiniz özellikle hafta sonları aşırı kalabalık bir Londra semti.
2.Zonda olan Camden town’a en rahat Northern Line metro hattıyla kolayca gelebilirsiniz. Ayrıca çeşitli otobüs hatları da buradan geçmekte. Ancak hız ve zaman sizin için önemli ise ilk tercihiniz kesinlikle metro olmalı.
Metro durağından dışarı çıkıp sağa döndüğünüzde yukarıdaki resimde gördüğünüz ünlü Camden High Caddesi karşınıza çıkacak. Bu cadde üzerindeki dükkanlarda kolye, yüzük, kot pantolon, tişört, saat, tütün, gümüş, antika, magnet ve bunun gibi aklınıza gelebilecek yüzlerce çeşit eşyayı bulabilmeniz mümkün.
Biraz bu cadde üzerindeki dükkanları gezdikten sonra ileride altınızdan nehir geçen bir köprüye, Camden Lock’a ulaşacaksınız. Köprünün üzerinde resim çektirip, isterseniz yanlarda bulunan çeşitli ülkelerin fast food dükkanlarında bir şeyler atıştırabilirsiniz. Hemen hepsi ücretsiz ikram verdiği için yemeden önce deneme fırsatınız da mevcut.
Camden Lock, aslında mevcut değil; isim, Regent Kanalı’nın bir parçası olarak 19. yüzyılda inşa edilen çift kilitli üç su yolunun yanındaki pazar bölgesini ifade ediyor; Hampstead Lock, Hawley Lock ve Kentish Town Lock.
Bu bölge, Regent’s Canal üzerinde eskiden ahırların olduğu bir limanmış. Çeşitli yerlerde gördüğümüz at heykelleri de o günleri hatırlatmak için konulmuş sanırım.
Camden Lock ve köprüyü geçtikten sonra Camden Market’e ulaşacaksınız. Burası biraz İstanbul’daki Mısır Çarşısı ya da Kapalı Çarşıyı andıran açık ve kapalı bölümleri olan büyük bir pazar. Yine burada da giyim, kilim, takı, ev eşyaları, antika gibi envaiçeşit hediyelikler bulmanız mümkün.
Camden Markette gezerken özellikle uğramanızı istediğim mağazanın ismi Cyberdog. 2 katlı bu binanın içinde birbirinden renkli, fosforlu; bileklik, gözlük, tişört, mont, çanta, cüzdan, gece lambası gibi ilginç dizayn edilmiş, başka hiçbir yerde bu tarzda bulamayacağınız pek çok ürünü görüp satın alabilirsiniz. Ayrıca içeride çalan müzik ve dansçılarla beraber kendinizi bir kulübe gelmiş gibi de hissedebilirsiniz.
Daha detaylı bilgiyi ve ürün çeşitliliğinin ne kadar fazla olduğunu cyberdog.net adresinde bulabilirsiniz.
Yukarıdaki resim Kevin Friery ‘e aittir.
Yemek için fast food satışı yapan sokak dükkan ve tezgahları haricinde tavsiye edebileceğim restoran Poppies Fish and Chips. İlginç dekoru ve lezzetli balıkları ile sizin de burada yemek yemekten keyif alacağınızı umuyorum. Ayrıca çeşitli gruplar üst katında hafta sonları sahne almakta, rezervasyon yaptırıp bu etkinlikleri yemek eşliğinde dinleyebilirsiniz.
Diğer bir seçeneğiniz de balık ve kızarmış patatesi paket yaptırıp dışarıda bir yerde oturup yemek. Bu seçenek restoranda yemekten daha ucuza mal olacaktır size.
Londra gezisi yaparken görebileceğiniz en önemli alışveriş merkezlerinden biri olan Camden Town aynı zamanda eğlence mekanları ile de sizi memnun edecektir.
The World’s End pub, rock müzik dinlemek ve bir şeyler içmek için sizi Camden metro istasyonunun karşısında bekliyor. Tarihi binası, dekoru, şöminesi ile görülmeye değer bir İngiliz pub.
Buckingham Sarayı ve Nöbet Değişimi
İngiliz kraliyet ailesine meraklı birisi iseniz ve yaşadıkları şatafatlı yerleri görmek isterseniz Buckingham Sarayını ziyaret etmenizi öneririm.
İngiliz monarşisinin sembolü sayılabilecek olan bu sarayın bazı odaları yazın 10 hafta, diğer aylar içinde belli gün ve tarihlerde ziyaretçilere ücret dahilinde açık oluyor.
Kraliçenin Londra’da bulunduğu zaman kaldığı resmi konutu ve çalışma ofisi olan saray ayrıca yabancı devlet adamlarının ağırlanmasında da sık sık kullanılıyor.
Burada ayrıca belli saatlerde kraliyet muhafızlarının geçit törenini ve muhafız değiştirme seremonisini ücretsiz izleyebilme imkanına sahipsiniz.
Nöbet değişimi bahar ve yaz aylarında her sabah 11:00’de diğer aylarda birer gün arayla yapılmakta. Daha detaylı bilgiyi aşağıdaki linkten elde edebilirsiniz.
www.householddivision.org.uk/changing-the-guard-calendar
Tower of London – Londra Kulesi
Londra gezisi içinde görmenizi tavsiye edeceğim diğer bir yer Tower of London – Londra Kulesi olacak. Thames nehrinin kenarındaki geniş yeşil alanları ve tarihi yapısı ile size epey fotoğraf kareleri sunacaktır.
1078 yılında I.William tarafından yaptırılmış olan kule; kale, kraliyet sarayı ve hapishane olarak kullanmak üzere inşa edilmiş. Ancak çeşitli zamanlarda idam ve işkence merkezi, cephanelik, devlet hazinesi, hayvanat bahçesi, darphane ve gözlemevi olarak da hizmet vermiş.
Tower of London’a District ve Circle metro hatlarına binip Tower Hill istasyonunda inerek kolayca ulaşabilirsiniz. Haftanın her günü açık, giriş ücreti yetişkinler için £22.70, çocuklar içinse £10.75.
